Yürümek

30 Kasım 2010 Salı

Pazartesileri benimle yürümeyeceğiniz düşüncesini aklıma bile getirmek istemem, diyor Oehler. Ve pazartesileri de tek başına yürümek zorunda olmayı hiç düşünemem. s.10

Doğanın kendi umutsuz ve acınası yaratıklarına karşı bu kadar büyük bir kayıtsızlık üretebilmesi.Bu sınırsız acı çekme kapasitesi diyor Oehler. Bu sınırsız üretmenin buluş zenginliği ve felakete dayanıklılık.Bu gerçekten bu sokakta sırf binlere varan bireyin iğrençliği.Aklınız almadan ve umutsuzca bakmak zorundasınız, diyor Oehler, günbegün yığınla yeni ve gittikçe büyüyen insan mutsuzluluğu üretilmesine,bu kadar çok insan çirkinliği ve insan iğrençliği diyor her gün süreklilikle ve görülmemiş inatla.Siz kendinizi tanıyorsunuz, diyor Oehler, tıpkı benim kendimi tanıdığım gibi, işte böyle bütün bu insanlar da, bizden başkası değiller, ama buna rağmen mutsuz ve umutsuz ve temelden kayıplar.O, Oehler, radikal biçimde konuşacak olursak, insanlığın bütünüyle yok olmasından yana, ona kalsaydı, artık çocuk, bir teki bile ve dolayısıyla insan, bir teki bile olmamalı, dünya yavaş yavaş ölüyor diyor,Oehler, gittikçe daha az insan sonunda sadece bir kaç insan olmalı, sonunda hiçbir insan, hem de hiç mi hiç insan kalmamalı. Ama bu şimdi söylediği,dünyanın yavaş yavaş yittiği ve insanların yavaş yavaş doğal yollarla azaldığı ve dünyadan tamamen yok olmalarını sağlamak, sadece ve artık tamamen bütünsel bir biçimde bir tek düşünçe ile birlikte çalışan beynin taşkınlığıdır ve Oehler bunu bütünüyle saçmalık olarak nitelendiriyor.Elbette yavaş yavaş ölen, sonunda insansız kalan dünya mutlaka en güzeli olurdu, diyor Oehler. Ardından bu düşünce doğal olarak saçmadır diyor. Ama bu, diyor Oehler, gittikçe daha çok insanın gittikçe daha çok artan bir erişilmezlikle ve gittikçe daha büyük bir felaket yarattığının günbegün akıl almaz bir biçimde seyretmek zorunda kalındığı gerçeğini değiştirmez, tıpkı sizin gibi aynı acı çekme kapasitesini ve aynı korkunçluğu ve aynı çirkinliği ve aynı iğrençliği yaptığını ve yıllar geçtikçe hep daha büyük bir acı çekme kapasitesine ve korkunçluğa ve çirkinliğe ve iğrençliğe dönüştüğünü. s.18-19

Çünkü gerçektende uzun süre aynı yoğunlukta yürümek ve düşünmek olanaksızdır bir defa yoğun yürürüz ama, yürüdüğümüz yoğunlukta düşünmeyiz sonra yoğun düşünürüz ve düşündüğümüz yoğunlukta yürümeyiz. Bir defa yürüdüğümüzden daha yüksek bir düşünce bilincinde düşünürüz ve bir defa düşündüğümüzden çok daha yüksek düşünme bilincinde yürürüz ama aynı düşünce bilinciyle yürüyüp düşünebiliriz diyor…s.62

0 yorum:

Yorum Gönder