Werckmeister Harmonies

7 Aralık 2010 Salı



Neden balina, prens kim birileri neden kasabayı ele geçirmeye çalışıyor. Yalnızlık, korku masumiyet, siyah ve beyaz. Anlaşılmak istenilenin anlaşılmaz vurgusu üzerine. Tiyatral geçişli uzun sekansların eşliğinde bir Béla Tarr sineması.

"Kısa bir zaman için de olsa, bunu aydınlatmam gerek.Şüphe var mı? Sorun teknik olmayıp felsefi bir boyutta. Böylece perde sistemindeki sorgu; bize araştırmalar boyunca inanç sınavı yapmıştır. Sorduğumuz: Bu armonide, inançlarımız neye dayanıyor,her başyapıtın çekirdeği aslında var olan veya olmayan kendi değişmezliğini mi belirtir? Bu konudan bahsetmeliyiz, müziğin içini değil, müziksizliğin biricik farkındalığını araştırmalıyız.Yüzyıllardır üstü kapanan, korkunç bir skandalı açığa çıkarmalıyız. Bu utanç verici durum yüzünden, başyapıtlardaki perde aralıklarının yüzyıllardır yanlış olduğunu anlıyoruz. Demek oluyor ki; bu müziğin armonisi, yankısı ve eşsiz büyüsü tamamıyla yanlış temele oturmuş.Evet, onlar emin olmasalar bile su götürmez bir aldanmadan söz etmeliyiz. Biraz ılımlı yaklaşanlar bile ödün verildiğini geveler. Eserlerin çoğunda saf müzikal tonlamanın bir yanılsamadan ibaret olduğu tamamıyla müzikal perde aralıklarının ise yer bile almadığı bir durum nasıl bir ödün vermedir böyle? Bizden daha talihli çağların var olduğu kabul etmeliyiz. Pythagoras ve Aristoxenes zamanında atalarımız, gerçekle tatmin olmuşlardı çünkü enstrümanları safça akortlanmıştı.Sadece birkaç nota çalıyorlardı çünkü şüpheleri sorun etmiyorlardı. Cennet armonilerinin, tanrıların ülkesinden geldiğini biliyorlardı.Sonradan tüm bunlar yetersiz kaldı. Dengesiz bir kibir, tanrıların bütün armonilerini elde etmek istedi.Kendi kendine oldu. Praetorius'ta, Salinas'ta teknisyenler çözümü bulmak için görevlendirildi. Sonunda bir Andreas Werckmeister, tanrıların sekiz oktavlık armonilerini bölerek sorunu çözdü. On iki yarı tonlamayı, on iki eşit parçaya böldü. Her iki yarım tonun birinde yanıldı.Onluk siyah ton yerine beşlik kullandı ve durumu tutturdu. Bu sözümona sabit-sertlikte akort ve onun hüzünlü geçmişine sırt çevirmeliyiz.Ve doğal yolla akort edilmiş enstrümanlara dönmeliyiz. Werckmeister'ın hatalarını dikkatlice düzeltmeliyiz. Biz, kendimiz, ölçeğin yedi notasına kafa yormalıyız oktav olarak değil ama yedi belirgin ve bağımsız nitelik, aynı cennetin yedi kardeş yıldızı gibi. Cesaretli isek ne yapmalıyız? Bu doğal tonlamanın limitleri vardır ve bu kaygılandırıcı limit yüce bir kişinin imzasını tamamen dışlıyor."

“János’un dilinden güneş tutulması”.

0 yorum:

Yorum Gönder